Forma ağırlığı maç kazandırmıyor bu ligde. Kadro kalitesi de. Puan cetvelinde rakibinize ister fark atın, isterse de sıralamada iyi bir yer tutun eğer mücadele etmiyorsanız, var olan yeterliliklerinizi oyuna yansıtmıyorsanız, hele bir de çok kötü savunma yapıyorsanız, kaçınılmaz kaybediyorsunuz. Artık rakiplerimiz Boluspor’u iyi analiz etmeye başladı. Bizler ise bu konuda pek başarılı sayılamayız. İşte oynadığımız maçlar ve değerlendirmeler…
İkinci yarının ilk üç karşılaşmasını Boluspor’un ligdeki seyri açısından elle alırsak, Giresunspor karşısında tutuk oynayıp rakibin girdiği gollük pozisyonlarda devleşen sadece kaleci Gökhan vardı. Takım bir şeyler yapmadı mı? Yapmaz olur mu doksan dakika uyudu, uzatma dakikalarında iki gol bulup fırsatçılığımızı konuşturdu. Kısaca oyunun temposunu bırakmayan rakibi karşısında, son dakika zaafını iyi değerlendirip, kötü oynayıp üç puan kazanmış oldu.
Gelelim kendi sahamızda ki Ümraniyespor karşılaşmasına; ilk yarının başından karşılaşmanın sonuna kadar rakibi karşısında ezici bir üstünlük kurdu. Üçüncü bölgede ise sağlı sollu ataklar, kaleye çekilen sert şutlarla tehlike yaratı. Fakat girmiş olduğu sayısız gollük pozisyonları değerlendiremedi. Sonuçta iyi bir mücadele örneği gösterdi tabiri caizse futbolcular tekmeye kafa attı. Bu seferde bir önceki maç performansının tam tersine, ne yazık ki iyi oynayıp sahadan eli boş ayrılmış oldu.
Ligin yirminci haftasında ise rakibimiz ligde iyi bir ivme yakalayıp hızla tırmanışa geçen, devre arası yaptığı transferlerle kadrosunu daha da güçlendiren Gazişehir Gaziantep FK. Öbür tarafta ise ara transfer döneminde Fenerbahçe U21 takımından POEPON’a alternatif olarak sadece Ahmethan Köse kiralık olarak alındı. Aksayan mevkiler bir noktada göz ardı edildi. Ligde şimdiler de inişli çıkışlı bir grafik çizen, ilk yarıda ki fiyakasından tamamen uzak kalan takımımız açısından zor bir maç olacağı kesindi. Öyle de oldu.