‘Bir neş’e umdu gönül serapa keder oldum. Göründü geçti bahar hazanla heder oldum. Bülbüle hem derdim, ben her an ah eder oldum. Göründü geçti bahar hazanla heder oldum’ Tam bizim ruh halimizi özetleyen nihavent makamında bestelenip semai usulünde olup duygu ve düşünceleri serzenişle yansıtan bir Türk müziği eserimiz.
Şu aralar Neşe ile başlayıp onunla birlikte gülüp coştuğumuz ve uğruna methiyeler yazdığımız sonuçta rüyadan uyanıp gerçekle karşılaşılarak yaşadığımız nörolojik bir travma yaşıyoruz.
Futbol huzur sporudur. Bunu bunalımlı hale getirirseniz sahada dengesizlikler çoğalır. Sinirli hareketler karta dönüşür ve beklenen futbolu oynayamazsın. Hele birde taraftar desteğini taşıyorsan kaybettiğiniz zaman yaşanan durumda kolay kolay affedilemez. Boluspor’da bu acımasız gerçekle bu maçla yüzleşmiş oldu.
Ligde istikrarsız bir süreçten geçiyoruz. Alırız dediğimiz maçları sergilemiş olduğumuz oyun sonrasında elimizin tersiyle itip bir sonraki haftaya umut bağlıyoruz. Öyle ya umutsuz yaşanmaz ama biz rakiplerimize umut olup şifa dağıtıyoruz.
Futbolda golü erken bulmak çok önemlidir. Ama sen onu belirli sürece yayamazsan, skoru koruma telaşı hüküm sürer bocalarsın. Futbolda görülmesi gereken gayret, pas yüzdesindeki artış, beklerin bindirmesi, net gol pozisyonlarından faydalanamayıp oyun disiplininden koparsan sonucu da kendin hazırlamış olursun. Özellikle riske giren takımsan rakip zaten oyun anlayışını ezberlemiş günlerce seni çalışmıştır. Rakip futbolcu motivasyonu üst düzeydedir iyi hazırlanmıştır. Seni yenmektir oyunun adı.
O zaman oyuncularımıza diyelim ki;
Takım ruhu bizi birleştirir.
İyi bir takım birbirine ilham verir.
Birlikte hareket eden, birbirini tamamlar.
İyi bir takım hayatın her anını paylaşır, birlikte eylenir ve en sonunda kazandığı ‘BAŞARIYI’ birlikte kutlar…