Boluspor Göztepe maçı bitmiş aşağı çarşıya gitmek için doğru pirinç pazarından alt geçide girmiştim. Kafamda halen daha yenilginin muhakemesi ile meşgul olduğundan içimde fırtınalar kopuyordu. Bunu dışarıya pek belli etmesem de, ne kadar kendimi frenlesem de duygularıma gem vuramıyordum.
Ben vuramıyordum ama sol tarafıma doğru gelen, kuvvetli bir omuz darbesiyle bir anda irkilip fabrika ayarlarıma geri döndüm. Koyu Boluspor taraftarı olan en yakın arkadaşımdı. Uzun bir zamandır kendisiyle görüşmediğim için muhabbetimiz bayağı uzun sürdü. Oradan buradan, dereden tepeden konuştuktan sonra tabiî ki de laf döndü dolaştı Boluspor’a kadar geldi.
Eski defterler açıldı, temliklerden, eski futbolcuların alacaklarından, transfer tahtasının kapanabileceğinden ve ileride üç puanımızın silinmesinden konuştuk. Makul ve mantıklı bir şekilde olayların bu duruma kadar geliş nedenini dilimin döndüğünce kendisine anlatmaya çalıştım.
Yüzüme öylece bakıyordu. ‘ Sözlerimi anlamadın her halde dedim.’ Güldü ve devam etti ‘ kulüp borç batağında, verilen sözler tutulmuyor ve savaş başkan para arayışında yalnız kalıyor, takımda ruh yok, kazandığımız penaltıyı bile değerlendiremiyoruz bu gidişle vay halimize.’ Adam sanki benim söyleyeceğim lafları ağzımdan almıştı.
‘Gücendim ben sana’ dedi bir anda şaşırdım. ‘Neden’ diyebildim. Basının dördüncü bir kuvvet olduğu iyi bilen bir arkadaşımdan mevzu Boluspor olunca bu konunun işlenmesini küskünlüklerin dargınlıkların bir tarafa bırakılıp el ele omuz omuza verilerek, maddiyatın üstesinden gelinebilineceği ayrıca yardım kampanyalarıyla da bu zor durumdan biraz olsun rahatlayabileceğini gündemde tutulması gereken konular olduğunu ve futbolcularının gerçek güçlerini sahaya pek yansıtamadığını söyledi.
Saatime baktığımda abartmayayım ayaküstü tam yirmi dokuz dakika Boluspor’u masaya yatırıp bu dar boğazdan nasıl kurtulur sorusuna has bel kader çözümler aramışız. Ama bizim yaptığımız ayaküstü sohbetlerle bir yere varılmayacağı da bir gerçek. Bizimkisi sadece Boluspor için vaatlerde bulunan, halen daha yerine getirmeyen yetkililere ve dönemlerinde futbolcuların alacaklarını ödemeyerek kulübü borç batağına saplayan geçmiş dönemlerdeki bazı başkanların kulaklarına kar suyu kaçırmak. Boluspor için insafa gelmesini ve taraftarlarımızı gücendirmemesini vesile olmak.
Şunu unutmayın ki Boluspor’un bir an evvel bu sıkıntıdan kurtulması için başkan ve ekibin gayretlerinin yanında dönemlerinde futbolcu borcu bulunan başkanlarında taşın altına elini sokarak kendisine yakışanı yapması gerekir. Aynı şekilde Milletvekillerimizden de aynı duyarlılığı ve hassasiyeti bekliyoruz. Eğer işler çözülmez takımın kaderi ile oynanırsa Bolu sizi affetmez ve bu vebalin altından zor kalkarsınız.
Bir sözümde teknik heyet ve futbolcularımıza, ligin sekizinci haftası itibari ile toplanan altı puan sizlerin ayıbıdır. Sizi destekleyen taraftarlarımızın ve sizler için mesaisini harcayan Savaş başkan ve ekibini, alınan başarısızlıklarla başını öne eğdirmek sizlere hiç mi hiç yakışmıyor. Umarım lige verilen Milli maç arası ‘Biz nerede yanlış yapıyoruz.’ Sorusuna bir çözüm bulursunuz. Yoksa bırakın hocanın ilk yedi hayalini alt sıralardan kurtulmaya oynarız.