Bolusporum milli aradan sonra iç saha da Gençlerbirliği ile karşılaştı.
Ve istemediğimiz bir sonuç aldık. Yani büyük yara aldık da diyebiliriz.
Maçın her iki takım açısından çok ama çok önemli idi. Bir taraf play off içerisinde kalmak isterken diğer taraf play off kotasına girmek isteyen takım idi.
Ama ilk yarı resmen futbolseverler futboldan soğudu.
Her iki takımda bir birlerini tartan bir futbol sergilediklerinden nerede ise “şut” göremedik.
Pozisyon kısırlığındaki ilk yarıda Bolusporum hep duran futbol sergilediğinden nerede ise tribündekiler uyuyacaktı.
Topun üzerine basarak topu bekletmek nedir arkadaş.
Rakip üzerime gelsin diye bekleyip sonra kaleye dönmek nedir!
Bir de bizim futbolcularımız o kadar hareketsiz futbol oynarken top rakip de ise topun peşinde canavar kesiliyorlar.
Yani topu rakibe verip sonra topun peşinde koşmak baskı yapmak nedir.
Topun bizde olduğu dönemde ölü futbol oynayan Bolusporum top rakipte iken “canavar” kesiliyorlar.
Bir diğer husus da maç sonunda Gençlerbirliği hocası Sinan hocanın da değindiği gibi “duran top” organizasyonumuzu herkes artık çözmüş.
Yalçın hocamın ofansif değil de defansif oyun yapısı ve duran topa dayalı organizasyonumuz artık çözüldü diyebiliriz.
İkinci yarı sahada “ağırlığını” koyan Gençlerbirliği resmen futbol resitali yaptı.
Sağlı sollu bindirmeler tek pasta rakip kaleye gitmeler ile resmen futbol böyle oynanır dediler.
Yediğimiz ilk gol de üç pasta gol nasıl atılır gösterdiler.
İkinci gol için kalecimizi suçlamak çok saçma olur. Neden mi siz ne kadar boş bırakırsanız rakip futbolcuyu o durumda da kaleciyi zorlayan şut çeker rakip futbolcu.
Tamam, rakip Gençlerbirliği kalecisi bu maçta resmen devleşti kalesinde ama daha rahat pozisyon da şut çekemeyen bizim futbolcularımızın işi de kolay değildi.
Bu mağlubiyet ile Bolusporum ile Gençlerbirliği takımları kırküç puana sahip oldular.
Ve sekizinci sıraya Gençlerbirliği çıkar iken Bolusporum dokuzuncu sıraya geriledi.
Ligin ilk on takımı içerisinde hala averajı eksi olan tek takımız!
Maç sonunda Gençlerbirliği takımı hocası Sinan Kaloğlu “vefa” kelimesinin karşılığını gösterdi.
Kendisinde emeği olan Boluspor kulübüne ve hocalarına teşekkür etmesi çok güzel bir hareketti.
Şimdi haftasonu cumartesi günü saat 20:30 da deplasman da Sakaryaspor ile karşılaşacağız.
Sakaryaspor takımı da bizim maçtan evvel deplasmanda aldığı Şanlıurfaspor mağlubiyeti ile bizim maça çıkacaklar.
Kaldı ligin bitimine altı maç yani altı final kaldı.
Ligin durumu malum ilk iki takım bana kalırsa “süper lig” de diyebiliriz.
Geri kalan takımlar yani üçüncü sıradaki takım ile dokuzuncu sıradaki Bolusporum arasındaki puan farkı sadece “beş” puan olduğunu unutmayalım.
Boluspor sevdalıları kalın sağlıcakla..