NE YAZAYIM!!!

Bu skora bu mağlubiyete ne yazayım?

 

Tabii ki düştü Bolusporum bir çelme de ben atayım diyecek biri değilim.

 

Bakın yineliyorum ben yazar değilim ben “taraftarım” tarafım Bolusporluyum.

 

Benim bakış açım tribün bakış açısıdır.

 

Maratonun ortasında “yarenlerin” içinde maçı doksan dakika ayakta seyredenim.

 

Etrafımda ki gönül sevdalıları yarenlerin konuşmalarını dinlerim.

 

Genç dimağların bağırmalarını isyanlarını dinlerim.

 

Yaşım kırkı geceli çok oldu.

 

Çok maç seyrettim çok deplasman yaptım.

 

Çok ıslandık çok terledik çok üşüdük.

 

Kimi zaman isyan ettik kimi zaman destek olduk ama şunu hiç unutmadık “Başka Boluspor Yok”.

 

Yense de yenilse de her daim Bolusporumun yanında yer aldık.

 

Evkuryenimalatya maçında da bir örneği yaşandı.

 

Skora takılmadık futbolcuya sataşmadık tribünde Bolusporumu destekledik.

 

Ama kabullenemedik bu mağlubiyeti.

 

Tabii ki “mazeretimiz” var.

 

Jansen yok Santos iyileşmedi Soner cezalı idi.

 

Planlamayı bırakan Bolusporum yönetimi teknik heyeti ve futbolcuları ile artık “hedefli” bir takım oldu.

 

Lig de bulunduğu yer ile artık her maçı final niteliğinde oldu.

 

Benim naçizane görüşüm bu mağlubiyetin en büyük nedeni “ortasaha” eksikliği idi.

 

Evkuryenimalatyaspor takımı her ne kadar bizim sol bekimizin olduğu taraftan tüm golleri bulsa da bana göre ortasahamızı adamlara teslim edince olanlar oldu.

 

Bu maça Fuat hocam hangi mantık ile hareket etti bilemem ama yanlış tercih sonumuz oldu.

 

İki sol bek oyuncusu Hakan ve Özgürün saha da olması ileride topa basan olmayınca rakip takımın sağ beki Caner her top ile bindirme yaparak bizim kanadımızı alt üst etti.

 

Yediğimiz ilk üç gol de bu kanattan idi.

 

Sonra oyuna müdahale ederek Hakanı aldı yerine İsmaili oynattı.

 

Başta film kopunca sonra zaten ara hiç kapanmadı.

 

Bu skoru hiç beklemeyen Evkuryenimalatya takımı bile şaşkınlık içinde sahadan ayrıldı.

 

Kupa yorgunu olan Bolusporum Beşiktaşa karşı olan direncinin yarısını sahaya yansıtamayınca sonuç böyle oldu.

 

Vesselam bu mağlubiyetten aldığımız en büyük ders her zaman yazdığımız gibi “kadro derinsizliği” ile mücadele veren Bolusporun buna çözüm üretecek transferler yapmasıdır.

 

İkinci yarı ya “KÜÇÜK ŞEHRİN BÜYÜK ÖYKÜSÜ” nü yazacağız ya da bizim “bakanımız” yok “kollanmıyoruz” “hakemler taraf tuttu” mazeretleri üretip sonuçlara katlanacağız.

 

 

Boluspor sevdalıları kalın sağlıcakla..

 

Yazarın Diğer Yazıları