Bolusporuma karşı hem tribün hem de Karabük futbolcuları çok bilenmişler.
Bu saha da oynan futboldan daha çok maç içerisinde futbolcuların tutunduğu agresifliklerinden belli oluyordu.
Bolusporum ilk dakikalar içerisinde bulduğu pozisyonları değerlendirse idi maçın sonu gelmezdi!
Maçın sonundaki pozisyonda bir anda sahanın karışması bunun en büyük örneğidir.
Eğer ilk yarı da Bolusporum üç dört gol atsa idi.
İkinci yarı futbolcularımızda çok sakatlık olurdu.
Bunun sebebi yıllardır süren “rekabet” ve yaşananlardır.
Bolusporumun taraftarının alınmaması bunun en büyük örneğidir.
Maça gelirsek eğer;
Bolusporumun hafta içi oynadığı kupa maçından farklı galip ayrılması ve ligimizin dibindeki takım ile oynayacak olmamız.
Futbolcularımızın “konsantresini” bozdu.
Bir hafta evvel ligin lideri ile oynarken bir anda ligin sonuncusu ile oynamak kolay değil.
Ama Sait hocamız gerektiği kadar “futbolcularımıza” durumun özetini aktarmış.
Mesele tamamen alınacak “üç puandır” parolası ile sahaya çıkan futbolcularımız ağırlıklarını koyduklarında bir anda gol pozisyonları buldular.
Ama ligin başından beri yaşadığımız gerekli olan “son vuruşlar” geciktikçe takım üzerinde baskı oluşturuyor.
Bu maçta da yaşadığımız olay aynen budur.
Siz rakibi küçümsedikçe ve girilen pozisyonlardan gerekli golleri bulamayınca rakip bir anda “acaba olabilir mi” durumuna geçiyor.
Tabii ki saha da resmen sıklet farkı vardı.
Bir tarafta ligin tek yenilgisi olan takım diğer tarafta ise “galibiyeti” olmayan bir takım vardı.
Bolusporum bu maçtan zaten “galip” ayrılacak olan takımdı.
Ama rakibin direncini artıran ise bizim gerekli olan son vuruşlarımızdaki beceriksizliğimiz oldu.
Maça iyi başlayanda biz idik maçı iyi bitirende biz olduk ama Yusuf Emrenin “kırmızı kartı” hiçbir şekilde “kaptana” yakışmadı.
Kendisi bu hareket ile Bolusporumu saha da on kişi bıraktığı gibi rakibi de “umutlandırdı”.
Sait hocam her maçı ayrı ayrı analiz ederek maça hazırlanıyor.
Ve alınan her galibiyeti taçlandırmak bir diğer maçtan da sahadan galip ayrılarak olur.
Şimdi, önümüzdeki maçlar ligin üst sıralarını yeniden şekillendirecek karşılaşmalar.
Kendi sahamızda Denizlispor karşılaşması var ki ligin ikinci ile ligin üçüncüsü karşılaşacaklar.
Daha sonra ise deplasmanda ligin dördüncüsü Gazişehir maçı var.
Yani bu iki maç bana kalırsa ligin ikincisi olarak hem ligi bitirme veya ilk ikinin kopması anlamına geliyor ki bu maçlardan alınacak puanlar Bolusporumu ligin ikinciliğine sabitler.
Özellikle iç saha da oynanacak Denizli maçı Bolusporum açısından çok ama çok önemli.
İç saha sıkıntımızı sizlerde biliyorsunuz.
Ligde aldığımız yenilgi de beraberlikte hep iç saha da gerçekleşti.
Tek şansımız Denizlispor takımı dış saha da iyi değiller.
Bu arada "Karabükün" durumunu gördüğümüzde bir kere daha Başkan Çarıkçı'ya ayrıca teşekkür ederim.
Bir şekilde iki sezon Bolusporuma yükselme maçları oynattı.
Şimdi ki hedefi de "İnşaallah" Bolusporumun yıllardır süren "süper lig" hasretine son vermek.
Boluspor sevdalıları kalın sağlıcakla..