Bolusporum kazandığı ivme ile geleni gideni devirerek ligdeki yoluna devam ediyor.
Gerçekten de bu sezon çok ama çok farklı bir Boluspor var.
Geçen sezon sonu oynadığımız yükselme maçlarından sonra tribünler “tamamen” Bolusporuma karşı soğumuştu.
Bu sezon başında yapılan transferlere de bakınca “bu Boluspordan bişi olmaz” diyenlerin sayısı çoktu.
Ama gel gelelim sezon başında dediğim gibi tribündekileri geri kazanmak için ilk içerideki seyircili maça kadar en azından birkaç maçlık da olsa “seri” olmalı idi.
Şimdi deplasman tribününde bile bize ayrılan yerin tamamını günler öncesinden “tüketen” bir kitle var.
Yani iç sahamızda oynayacağımız maçlarda tekrar o coşkulu tribünleri göre bileceğiz.
Mesele, ligin sonunu da getirebilmemiz.
Yani lig sonunda “inşallah” hayallerimizi süsleyen “süper lig” olayı gerçekleşir.
İstanbulspor deplasmanında ki o tribün ateşi şimdiden iç sahamızdaki Giresun maçında bir kat daha artacak.
Tabii ki tribünlerin medarı iftiharı olan “Yarenlerin” C ve D blokları cezalı ama bu açık kapanacaktır.
Maça gelirsek eğer;
İstanbulspor ligimizin inişli çıkışlı bir grafiğe sahip takımı.
Yani ne yapacağı belli olmayan takımlarından biri.
Ayrıca ligin yaş ortalamasına göre en genç takımlarından biri.
Ama karşılarındaki takım tecrübeli “Boluspor” olunca işler değişti.
Neden? İki sezondur birlikte oynayan bir kadroya sahip bir takım olduğu için.
Hani yıllardır köşemden yazdığım konu var ya “takımı bozmayalım” olayı yani!
Bu sezon şükür hem teknik kadroyu hem de takım kadrosunu muhafaza ederek ligi bitirdiğimiz yerden devam ediyoruz.
Bolusporum geçen sezondan aldığı “ofansif” futbol anlayışını bu sezonda aynı şekilde devam ediyor.
Geçen sezon Sait hoca ile en fazla galibiyet ve en az gol yiyen takım olarak bitirdik.
Bu sezonda aynen devam ediyor.
İstanbulspor karşılaşmasında ilk on dakika da iki gol bulunca rakip zaten bitti.
Ne oluyor derken işte bu diye tesciller hesap ilk yarı bitimine yakın bir gol daha atarak ilk yarıda maçı bitirdik.
Maçın ilk yarısında bulunan bu goller ikinci yarı başında rakibin bir anda iki oyuncu değişikliği ile maça başlamasına sebep oldu.
Bu değişikliğin meyvesini gördülerse de yediğimiz gol sonrasında da Sait hocam olaya müdahale ederek dur bakalım dedi.
Bu maç ile resmen takımın gol krallığına aday stoperimiz Ümit Kurt çıktı.
Duran toplarda ileri çıkıp gol aramasını anlarımda İstanbulspor maçında resmen defanstan koşup gol attı.
Hele bir başka pozisyon var ki Özgür Can’ın röveşatasında direkten dönen topa bile vuran futbolcumuzdu.
Kısacası bizim takımda herkes “gol” atabilir. (Kalecimiz Gökhan dahil)
Bolusporumun bu durumu resmen “maşallahlık”.
Ligin iki mağlubiyetsiz takımından birisiyiz.
Boluspor sevdalıları kalın sağlıcakla..