KARAÇAYIR’DAN GÖLCÜĞE KOŞTURACAKSIN

Önce Keçiören sonra Altınordu daha sonra ise Giresunspor yani averaj takımı olduk. Rakiplerimiz bizim ile oynayacakları maçları garanti olarak görmeye başladılar. 

Biz ise hala takımı lige hazırlayamadık. Onu da geçtim, teknik direktör konusunu hala netliğe kavuşturmadık. Ahmet Taşyürek’in tecrübesine ve kariyerine baktığımızda, Boluspor’u kaldırabilecek kapasitede olmadığını belirtmek isterim. 

İlk dört haftayı değerlendirmek gerekirse çok koşmayan, kanatları kullanamayan, hücumda etkisiz, defans ve orta sahanın sürekli pas hataları yaptığı bir sezona bu teknik ekip ile başlangıç yaptık. Futbolcuların kalitesi ise tartışılır. Yabancı futbolcuların transfer edilip oynatılmaması o ayrı bir karmaşa.  

Eskiden amatör takımlarda dahil kulüplerde maddi imkansızlık içerisinde futbol oynanırdı. Ama bu spor’u yaparken alın teri vardı, emek vardı ve forma aşkı vardı. Bir çok futbolcu para almadan formasını terletirdi. Boluspor için örnek veriyorum. Maç kaybedildiğinde karaçayır’dan gölcüğe kadar futbolculara koşma cezası verildiğini anlatırdı eskilerimiz. Şuan yönetimler yada teknik adamlar bunu yapabilirler mi? Yaparlarsa ne olur? 

Cevap veriyorum: Her şey futbolcuların elinde artık. İstedikleri maçı alıp sizi şaha kaldırabilir yada tüm maçları kaybedip sizin ayağınızı kaydırabilirler. Biz istemesekte o güce sahipler. Yok arma için, yok forma için, o devirler bitti artık. Onlar eskide kaldı. Bir takımı iyi oynatmak için eli sopalı başkan, taviz vermeyen, mesafeli olan yönetim ve disiplinli teknik ekibiniz olması gerekiyor. 

Boluspor, Tuzlaspor peşinden Balıkesir müsabakalarında puan yada puanlar alamaz ise işimiz çok zor. Teknik direktör değişikliğine bizde karşıyız ancak “Görünen köy kılavuz istemez” derler ya işte her şey ortada. 

Sabır ile bekliyor ve izliyoruz. ALLAH yardımcımız olsun.

 

Saygı ve selamlar..

Yazarın Diğer Yazıları