Selam ve Dua ile merhabalar,
“Sussak olmuyor, yazmasak gönül razı değil be Boluspor!”
İç sahalarda sıkıntılı, deplasmanlarda “Zıplayan çekirge” artık deplasmanda da zıplamıyor.
Yazımızın başlığı “Sistem” diye okunsa da “Sitem” yazılanlar aslında.
Serhat hoca dönemiyle başlayan “Sistemsizlik ve oyunu domine edemeyen” anlayış, “Bir gol atalım, üstüne yatalım” felsefesi, kan değişikliklinden sonra “Oğuz hocayla değişir” diye umduk ama deplasmanlarda alınan puanlar sonrası bu göze hoş gelmeyen oyun sorunu bir süreliğine rafa kaldırmıştı. Ta ki iç ve dış sahada alınan mağlubiyetlerin ortaya çıkmasıyla, “Puan tablosunda gerileme başlayana kadar!”
Rize maçıda gösterdi ki “Geri düştüğümüz maçlarda oyunu çevirecek bir forvet, oyun sistemimiz ve bir B planımız yok.” Sadece karambol ve duran toplardan medet umuyoruz.
Yenilgiden galibiyete ulaşmamız inanın “Atomu parçalamaktan” daha zor!
Gelelim yazımızın “Sitem” kısmına.
Oğuz hocam “Hala ulusal gazetede yazmaya mı, Boluspor’da sadece hocalık görevinize mi konsantre olacaksınız?”
Bir çift sitemden geçtiğimiz haftalardaki bir yazımızdaki “İronik kendisini toparlaması” yönündeki sözümüze alınan Engin kardeşimize.
Şunu unutma ki;
“O forma altında oynayan tüm oyunculara saygımız vardır, iyi oynasa da kötü oynasa da, o formadan ayrılıncaya kadar!”
“Biz bu arma sevdalıları bir oyuncumuzun başka takıma gidip, geri geldiğinde bile”, rakipte oynarken sahadan çıkarken “Formasını çıkarıp, alaycı bir şekilde Boluspor tribünlerinin önünde öpenleri bile ” döndüğünde tekrar bağrımıza bastık.
Senden ricam, “Rize maçıda dahil bundan 4-5 hafta önceki maçlardan başlayarak kendini izlemen.”
Eğer hala; “Ben hatasız oynuyorum, pozisyon hatası yapmıyorum, gollerin benim kanadımdan gelmesi tesadüf, olur böyle şeyler” diyorsan, senden bu satırlardan “O yazımdaki sözüm ve eleştirilerim için özür dileyeceğim.”
Birazda güzelliklerden bahsedelim.
Kalecimiz Serdar’ın eski günlerine dönüp “Kalede güven vermesi”, sakatlığından sonra ayrı kaldığı 2 haftanın acısını çıkarak sahada çalışkanlığıyla “Ben bu formayı bırakmam” diyen Alp’e, haftalar sonra hatırlanan ve oyuna alınan “Emre Kılınç seni oynatamayanlara sahada her topla buluştuğunda yaptığın futbol adına olumlu hareketlerinle cevabı yine sahada verdin” diye düşünüyorum.
Ayrıca defansta “Kanatlarda yaşadığımız sıkıntılar” için takımımızın her oyuna girdiğinde “Atom karıncası, çalışkan işçisi Vedat’ın” denenmesi gerektiğini düşünüyorum. “Nerden çıktı bu?” diye bilirsiniz. Vedat’ın Diyarbakırspor’da adam yokluğunda “Haftalarca bek oynadığını” duydum. Soruyorum;
“Denense ne kaybederiz?”
Son olarak da önemli bir hatırlatmayla yazımızı tamamlayalım;
“İlk iki treni kaçtı, ilk altı treni de kaçmak üzere benden uyarması!”
Baki selam ile…