Selam ve Dua ile merhabalar,
“Adım Hıdır, elimden gelen budur!” demiş atalarımız, güçlerinin yetmediği, elinin ermediği durumlar için.
Boluspor’umuzun sanırım bugünleri için söylenebilecek en uygun söz.
“Yeni Hoca, kan değişikliği, yönetim değişiklikleri” derken, sonuç yine “Hüsran.” Bizimle aynı kaderi yani “Düşme” korkusunu paylaşan Kahramanmaraşspor’la oynadığımız maçta “İlk yarı Alp’le, ikinci yarı İskender’in kafası” dışında gol pozisyonumuzun olmadığı, kalecilerinin yere yatmadığı bir doksan dakika seyrettik.
“Şu iyi oynadı, bu kötüydü, o gününde değildi. Oyuncu değişiklikleri yanlıştı, taktiksel hatalı oynadık” gibi diyebileceğimiz, bir durumumuz da yoktu maalesef.
“Elimizdeki malzeme bu!”
Bu malzemeden “Üstün performans” beklemek, biraz hayalcilik olur. Bu takımın başına, acı ama gerçek:
“Morinho’yu hoca olarak getirsek” fazla bir katkısının olabileceğini düşünmüyorum.
“Devre arasına kadar alabildiğimiz kadar puan ve puanları alarak, mümkün olduğunca düşme hattından yukarılarda yer almak için dua etmek ve futbol şansımızın yanımızda olmasını” istemekten başka yapabileceğimiz bir şey yok.
Birde maçta dikkatimi çeken bir konuysa hafta içi takımı çalıştıran alt hocalarımızın, “Yeni hocayla anlaşıldığı” için deplasmana gitmek istemedikleri, bu yüzden takımın başında “Sadece kaleci hocamız Abdullah Gerz’in çıktığını” görünce şaşkınlığımızı gizleyemedik maçı seyreden dostlarımızla.
Bir çift kelamımızda yönetime:
“Senin maaşını verdiğin hocan, elemanın sebebi ne olursa olsun, bu zor zamanların da senin verdiğin görevi reddetme, yeni hocayı bahane etme, maça çıkmama gibi bir hakkının olduğunu düşünmüyorum!”
Farklı bir durum varsa da bilgilendirilirsek seviniriz.
Yeni teknik heyetin bundan sonra çözüm adına yapması gerekenlerse:
“Takımın üstündeki olumsuz psikolojiyi atarak, yeniden yapılandırılması, oyuncuların arasında olduğu düşünülen karşıtlıkların giderilmesi, eldeki kadrodan maksimum verim alma ve üst sıradaki rakiplerimize karşı ayrı, bizim durumumuzdaki takımlara karşı ayrı oyun anlayışlarıyla sahaya çıkıp devre arasına kadar puan ve puanlar almaya” çalışılmalıdır.
İlk yarı sonuna kadar, eksik görülen “Forvet, orta saha, bek ve stoper” transferleri için hedef oyuncular belirlenmeli, “Verim alınmayan, takıma zarar verdiği düşünülen” oyuncularla da yollar ayrılmalıdır.
Ama yeni gelecek oyuncuların “Maddi yükünü de, sezon başı gidip gelen Emre ve Hakan gibi birkaç takımın değişmez oyuncusunu satarak yapmaya çalışırsanız, bir söküğü dikerken, diğer yerlerde sökükler oluşturacağınızı da unutmayınız.”
Ve son olarak artık rakiplerimizin “Hedef takımı” yani “Üç puan cepte” diye bakılan takım olarak görüldüğümüzü de hatırlatmak isterim.
Baki selam ile…