Selam ve Dua ile merhabalar,
Ligin kalburüstü takımlarından “Antalyaspor’a yenilsek de, içsaha sendromumuz” devam ediyor maalesef.
Maçın geneline baktığımızda “Beraberlik kokan” bir maç görünümündeydi. Hatta “Biri Kibong, biri Prijoviç’le yakaladığımız yüzde yüz gol pozisyonlarını” değerlendirmiş olsak, üç puanın rahatlığıyla yazımızın satırlarına devam bile edebilirdik.
Amma velakin rakip, “Tecrübesi, ligdeki yeri ve Hami hoca farkıyla” üç puanı iki golle almasını bildi.
Gelelim ayrıntılara,
Sevgili Reha hocam;
“Beş yada altı oyuncumuzun serumla maça çıkmak zorunda kaldıkları doğru mudur?
Doğruysa, “Federasyona başvurup maçın tehir edilmesi seçeneğini neden kullanmadınız?” Ki örnekleri geçtiğimiz yıllarda mevcuttur.
Haftalardır “Sahada bedeni olan, ruhu ve oyunu nerde olduğunu bilmediğimiz, İshak konusundaki ısrarınız nedendir? Bu oyuncunun yerine oynatacağınız bir oyuncunuz yok mudur?”
Bu sene “İskelet kadro oluşturuyoruz” derken, “İlk onbirde çoğu zaman oynayan, beş altı kiralık oyuncu ile gelecek için nasıl bir iskelet oluşturmayı düşünüyorsunuz?”
“Dış sahada puanları üçer beşer toplarken, neden iç sahada aynı başarıyı gösteremiyoruz?” Hele ki “Seyirci ve camia baskısı” önceki senelere baktığımızda hiç yok iken.
“Haftalardır bu yaraya neden bir çözüm bulamadık?”
İsterseniz “Bizde federasyona başvurup, tüm maçlarımızı dış sahada mı oynayalım?”
“Şansa, şansızlığa, kadere mi inanırsınız?” yoksa “Bilimsel çözümler üretmeye mi?”
Ligin oyuncu kalitesi, maddi durumu ve bizim kendi durumumuza baktığımızda ligde alacağımız “Çeyrek puanın” bile önemi var. Devre arasına kadar “Minimum 21-23 puan tabanını geçtiğimiz takdirde” ikinci yarıya “Düşme korkusu yaşamadan bakacağımız” umudundayım.
Baki selam ile…