PLAY-OFF OYNARMIYIZ?

Selam ve Dua ile merhabalar,

Başlığa bakıp da;

“Daha iki maç öncesine kadar düşer miyiz? diye sallıyordun, şimdi Play-Off’dan bahsediyorsun!” diyenleri duyar gibiyim.

Yok, canlar yok. Başlık tamamen ironidir. Ama “Mucizelerde insanlar içindir” diyerek, yazımıza başlayalım.

Genellikle “Süper ligdeki derbi maçlarına, maçlarımızı denk getirme alışkanlığı olan federasyonumuz kasıtlı mı yapar?” bilinmez, ama bizim yayıncı kuruluşta haftalardır maça gidemeyen insanların, evinde interneti olmayanların “Avaz avaz” bağırmalarını duymuş olacak ki, maçı internet üzerinden “TRT Web TV’den vermeyi bırakıp, uydudan da olsa TRT Avaz kanalından olsun verme büyüklüğünü” gösterdi.

Maça geldiğimizdeyse, “Liderle oynuyoruz. Sekiz maçta yenik duruma düştüğü maçlarda bile altısında skoru lehine çevirmiş, yedi maçtır da sahasında yenilmeyen, kuvvetle muhtemel seneye Süper Ligde yerini alacak Ankaraspor’a karşı çok değerli bir üç puan” aldık.

“İsmail Haktan, Âdem Alkaşi, Abdülkadir, zaman zaman son vuruşlarda becerikli olabilse Emre” pozitif oyunlarıyla maçta skorun lehimize olmasını sağlayan oyuncularımızdı.

“Eee Ali Can nerde?” diye soran arkadaşlar varsa, onu özellikle diğer arkadaşlarından ayrı tutmak istedim.

Özellikle “Son iki haftadır takıma kattıklarıyla, hele maçta gol çizgisinden kafasıyla çıkardığı top gol olsa” belki bugün geleceğe umutla bakmak yerine, “Düşer miyiz, düşmez miyiz papatya falları” bakmaya çoktan başlamıştık.

Spikerinde tabiriyle;

“Alican bir bakıyorsunuz defansta çizgiden kafayla gol çıkarıyor. Bir bakıyorsunuz hemen sonrası ilerde rakip kaleye kafayla gol atmaya çalışıyor.”

Her halde Alican için başka bir iltifata yer bırakmamıştır?

Gelelim Cemil’e.

“Yıllardır oyununu beğenmeyenlere, üstüne koyamıyor diyenlere, gereksiz kart görür diyenlere ve bunca kötü oyununa rağmen seyirciden, basından bir kez bile tepki almıyor” diyenleri haklı çıkardığın ve bize maç “2-0’ken bile kurdeşen döktürdüğün” için, umarım “Gece yatağa yattığında gördüğün gereksiz kartları bir daha düşünürsün?”

“Yeni, dördüncü ve oniki maçlık” hocamızda maç sonu demiş ki;

“Düşme lafını kaldıralım, maç sayarak galibiyet alma stresini yaratmayalım, sezon sonu en az altımıza 6 takım alalım.”

Hocam, sen kalan “Oniki maçın en az beş tanesini kazandır, deplasmanlardan puanlar kazandır, özellikle iç sahada puan olarak bize yakın takımlara oynayacağımız maçlarda puan ve puanlar verdirme kâfi!”

“Sayılı maç için geldim, olmadı paramı alır giderim” düşüncesine girmeden, elinden gelenin taktik, mentali ve disiplini en iyisini oyuncularımıza aşıla ve “Bu takımı ligde tut yeter!” senden de bunun dışında kimse farklı hedeflerde beklemiyor emin ol.

Baki selam ile…

Yazarın Diğer Yazıları