Selam ve Dua ile merhabalar,
İlk yarının bitmesine iki hafta kala “17 puan ve avarajla 12nci sıradayız.”
Orduspor’u saymazsak, düşme hattındaki “Manisaspor’dan 3, Bucaspor’dan 2 puan” öndeyiz.
Bundan birkaç hafta önceki yazımda “İlk yarıyı 22-23 puanın altında” bitirdiğimiz takdirde “Düşmeye en büyük adaylardan biri olabiliriz” demiştim.
Maalesef önümüzdeki “İki maçtan 6 veya 4 puan çıkaramazsak” bu öngörümüz ve tehlike çanları bizim için çalmaya başlayacak.
Dün itibariyle “50nci yılını kutlayan, bu küçük şehrin büyük öyküsünü yaşatan takımımız” tıpkı geçen seneki gibi “Mucizelerle kaldığı” ligde, “Bu senede yaşamayalım” diye “Dua etmekten” başka bir şey elimizden gelmiyor.
Deplasmanlarda kazandığımız puanlarda olmasa, kendi sahamızdaki bu başarısız sonuçlarla “Orduspor’un durumunda olmamız” içten bile değildi.
Maça gelirsek, akılda kalan iki taraf içinde birkaç pozisyon dışında “Maçın hakkı beraberlikti.”
“Haftalardır suskun olan ileri uç elemanlarımız, Emre dışında sahada parlayan, oyunu kotaracak oyuncumuzun” olmaması, “Sahanın her yerinde pres dışında farklı bir oyun sistemi oturtamayan” hocamızla, maalesef ikinci yarı için “Tehlikeli günler” bizi bekliyor.
Devre arası “Kesin alınacağı söylenen stoperle” birlikte, daha çok takımın “Bir on numaraya ve pozisyon yaratacak forvete ihtiyacı” olduğunu düşünüyorum.
Devre arası bizim olduğu gibi “Alt sıralardaki takımlar kadrolarını tamamlayacak, bir üst lige oynayanlarsa eksik bölgelerini” kuvvetlendirecek.
Böyle bir ortamda bizi bekleyen, ikinci yarıda geçen sene “Yılmaz Özen hocamızla yakaladığımız mucizeyi, umarım 50nci yılında tekrar yaşamak zorunda kalmayız?”
Hele ki “Bizim için manevi olarak önemli olan bu sezonda düştüğümüzü düşünmek” bile istemiyorum.
“Herkese, Boluspor camiasına ve ülkemize 2015 yılının sağlık, huzur, mutluluk getirmesi” dileklerimle.
Baki selam ile…