SONUÇLAR ÇALIŞTIĞIMIZ YERDEN

Bolu Atatürk Şehir Stadyumunda Boluspor ve Gençlerbirliği takımları seromonide siyah t’şörtlerle yer aldı.

Boluspor’un göğsünde,

• “Başımız Sağolsun Kartalkaya.”

Gençlerbirliği’nin göğsünde,

• “Başımız Sağolsun” vardı.

Boluspor ile Gençlerbirliği karşılaşmasından önce Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de hayatını kaybeden 78 vatandaşımız için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

Bolusporlu futbolcular, Bolu’da yaşanan yangın felaketine saygı mesabesinde sahaya

• ‘Başımız Sağolsun’ pankartı ile çıktı.
• Gençlerbirliği ise sahada siyah forma ile yer aldı.

XXX

Boluspor’un,  tribünlerde geçen haftalara göre daha fazla taraftar ve seyircisi vardı.

Eski Alem ve Yarenler maçtan evvel formdaydı.

Futbolcuların form durumlarını ise maç anında görecektik.

Eski Alem,

• “İçimiz Yanıyor”

Yarenler,

• “Milletimizin Başı Sağolsun” pankartları açmışlardı.

XXX

Dört gün önce yangında hayatını kaybedenlerin yası, üzüntüsü tüm duyu organlarımı yavaşlatmış,

Gözlerim açılıp kapanmayı bırakmış, kalbim nerede ise durmuş, adımlarım ritmini unutmuştu.

Refleks ve algılarım körelmiş, insani değerlerim soğumaya durmuştu..

Bolu Atatürk Şehir Stadyumuna bu psikoloji ile gelmiştim.

Maç başladığında;

• Karşılaşma ağır çekimdi sanki?
• Top ilerlemiyor.
• Futbolcular koşmuyor.
• Dünya dönmüyordu.

Bir tek!!!

• Hisar Tepesindeki Al Bayrağımız dalgalanıyordu.

XXX

Keyifsiz bir maç olacağını kendimden biliyordum.

Buruk, kırık ve ilgisizdim.

Tek motivasyonum Boluspor’un iyi oyunu ve atılan goller olabilirdi.

• Olmadı.
• Hiçbiri olmadı.

Her karşılaşmada olduğu gibi iyi niyetli çok koşan oyuncularımızla ve sadece Mukairu’nun ayağına gelen toplarla heyecan ve teselli bulduk.

• Mukairu’da, çok farklı değişken/delişmen bir top sürme, çalım atma, adam geçme özelliği var.

Hüsamettin, Onur ve Berk’in sakatlanma kaynaklı değişiklikleri oyun aklımızı büyük ölçüde sekteye uğrattı.

XXX

Boluspor’un, dalga dalga gelişlerini, oyun geçişlerini boşuna bekledim.

Oyunun başından sonuna kadar hiçbir şey iyi gitmedi.

Geçen haftadan hatırımızda kalan Dean Lico’nun kıymetli şut denemeleri vardı..

Kaan Arslan’ın yüksek ortalarla buluşturmak istediği Berk Yıldız’ı ve bu taktik kurgusunu,

Naby Yusuf’un savruk ve belirsiz oyun anlayışını görünce Serhat Gülpınar Hoca’yı hatırladım.

Naby’in savunma ve ofansif özelliklerini çorbaya çevirdiğine, kafasının karıştığına, şahit oldukça umutsuzluğa düştüm.

• Jefferson’un oyuna ağırlığını koyamamış olmasını,
• Dean Lico’ya oyun özelinde fazla sorumluluk yüklenmesini,
• Ali Ülgen’nin klasik oyununa alışkın takım ve teknik heyetin kulübede kal tercihini anlamlandıramadım.

Boluspor müthiş enerji harcıyor ve iştahlı oynuyor.

Bu istek, arzu, inanmışlık ve takımdaşlık sonuca etki edemiyorsa bir sorun var demektir.

XXX

Gençlerbirliği Teknik Direktörü Hüseyin Eroğlu’nun

Boluspor'un "gerçek bir antrenör takımı" olduğunu söylemesini, fikrimi ve daha önce yazdıklarımı teyit eden bu açıklamasını, doğrusu söylemek gerekirse beğendim.

“Antrenör takımı”çok su götüren bir tanım.

Ve Fakat!

• “ANTRENÖR TAKIMI” yaratan ve bu yönde anılan Türkiye’de kaç teknik direktör vardır.!!.?

XXX

Arif Ufuk Kahraman Hoca geçen hafta!

• “Çalıştığımız yerden gol attık” demişti.

Arif Ufuk Kahraman Hoca bu hafta!

• Çalıştığımız yerden gol yedik” dedi.

Defansın en mühim dişlisi arıza verir,

Forvet dişini göstermez,

Orta saha dişini çektirmeye giderse maalesef rakibini çiğneyemezsin.

Forvet hattını güçlendirecek, destek verecek tek isim şu anda Lico gözüküyor.

Gel velakin ve ancak!

Dean Lico’dan aynı anda 6-8-10 görevlerini beklemek de haksızlık olur.

XXX

Şunu diyorum!!

• Onur Ulaş’ın OLDUĞU YERDE, çalıştığın yerden GOL YEMEZSİN

Bir de şunu diyorum.

• Onur Ulaş’ın OLMADIĞI YERDE, çalıştığın yerden GOL YERSİN.

Onur Ulaş’ın değişimi söz konusu olunca; Fuat Bayramoğlu Başöğretmenimize,

• “İşimiz şimdi daha da zorlaştı.” dedim.
• Fethi Özer’in risk taşıdığını ve hızlı atletik oyuncularla baş edemeyeceğini, ağır ve ağır olduğunu ima etmiştim.

Nitekim!!!

Beklentiler karşılanmayınca eleştirinin vakti olmuyor, sayfalar almıyor.

O diil de!

İki hafta iki farklı sonuç ve ikisi de çalıştığımız yerden.

Ya önümüzdeki haftalarda, sorular çalıştığımız yerden gelmez ise!!