KAZANMAK İÇİN BAŞLAMALISIN…

Öyle işler yapıyoruz ki, tam oldu bu iş derken çizik plak gibi aynı yerde takılıp kalıveriyoruz.

Oysa gücümüz var, ama her ne hikmetse gücümüzü doksan dakikaya yayamadığımız gibi gereksiz işler yapıp rakibin oynamasına izin veriyoruz.

Telaşlı futbolumuz bir noktada aklımızın önüne geçince şuurumuzu kaybedip elimizdeki galibiyeti bile koruyamıyoruz.

On üç sezondur mücadele ettiğimiz bu ligde, başarılarımızın olduğu kadar en kötü sezonumuzu geçiriyoruz. Üzgünüz ama karamsar değiliz.

Bakıldığında on iki oynanmamış maçımız ve halen daha kaybolmayan taze umutlarımız var.

Küme düşmeme mücadelesi veren takımların kaybetmesi veya rakipleriyle berabere kalmaları işimize yarıyor. Allah bizlere aslında yürü ya kulum diyor.

Ama galibiyet gelmeyince almış olduğun beraberliklerle, üç adım yerine birer adımla rakiplerini yakalamaya çalışmak da mümkün olmuyor.

Birlikteliğimiz sağlanmışken üzerimizde dalaşan bu kara bulutları dağıtmak için, kurban mı keseceksiniz? Futbolcularımızı Tokadi Hayrettin türbesine mi götüreceksiniz? Yoksa Lütfi hocayı çağırıp duamı yaptıracaksınız? Bir şeyler yapmanın zamanı

Bence özlenen galibiyet için futbolcularımızın adale gücü kadar ruhunu tazeleyen, onları bir noktada manevi olarak huzura erdiren duygulara da gerek duyulmalıdır…