Boşa Şut Çekmek!

Bolusporum kendi sahasında Gençlerbirliğine yenildi.

Maçı seyreden herkes maç bitiminde başlıkta kullandığım kelimeyi sarf etmiştir.

Doksan dakika boyunca rakipten fazla şut çekmişiz ama kaleyi bulan sadece “BİR” evet yanlış okumadınız bir adet.

Toplamda rakip kaleye onüç şut çekiyorsun ama sadece kaleyi tutan bir adet!

Bu arada rakip takım bize onbir şut çekiyor bunlardan üçü isabetli ve skor 0-2 olarak bitiyor.

Bir de o kadar pas yapıyoruz ki biz nerede ise beşyüz adet pas yapmışız rakip ise üçyüz adet.

Yani bol miktarda top çeviriyor ve rakip kaleye gelince de isabetli şut çekemiyoruz.

İlk yarı ilk onbeş dakika biz üstün isek ikinci onbeş dakika rakip üstün oynadı.

Yani ilk yarı ortada futbol vardı dengeli futbol skoru da sıfır sıfır bitmesine neden oldu.

Pozisyon ürettik mi evet ama dediğim gibi kaleyi zorlayan şutumuz YOK.

Lico her fırsatta kaleye şut çekti mesafe gözetmeksizin. Tamam, kaleyi zorlamak güzel ama daha müsaitte ki futbolcu arkadaşına pas verse sonuç daha farklı olabilir.

İkinci yarı ise olay bir anda değişti. Oyuncu değişiklikleri bana kalırsa Bolusporumun sonunu getirdi desek yeridir.

Yeni transferler sahaya sürüldü. Daha oyun sistemine alışmadıkları çok net görüldü.

Bir de bize yakışmayacak yediğimiz gol bizi demorilize etti.

Yetmedi gol için rakip kaleyi zorlayacağımıza pozisyon vermeye başladık.

Rakip takım tek pasta ikinci golü buldu desek yeridir. Fethi kendi kalesine atmış olabilir ama zaten topa müdahale edemese arkasındaki futbolcu tamamlardı.

Mesele golü ararken nasıl olurda tek pasta rakip bize gol atabilir.

Yani bu maç bize gösterdi ki yeni transferlerden verim alalım derken zamana ihtiyacımız var.

Bu zaman alma işinden ne kadar zararla çıkarız onu bilemem.

Biliyorsunuz ki alınan bir mağlubiyet ile bir anda altıncı sıradan sekizinci sıraya gerilediğimiz gibi rakip takım altıncı sıraya çıktı.

Ligimiz de sıralama bir galibiyet veya bir mağlubiyet ile çok şey değiştiren sıralama mevcut.

Ligin ikinci sırasındaki takım ile puan farkı altı iken ligin sondan üçüncü takımı ile de altı puan fark var.

Ve biliyorsunuz ki deplasman da Erokspor sonrası Bolusporumu öyle bir zor maç trafiği bekliyor ki evlere şenlik diyebiliriz.

Lig maçların yanı sıra bir de kupa maçları var ki öyle böyle değil.

Eğer bu maratondan enaz zarar ile çıkar isek o zaman ligin bitiminde rahat ederiz. Ama bir demorilize olursak işte o zaman sonuçlar vahim olur.

Kupa da süper lig takımları ile oynarken bir de ligimizde oynayacağımız maçlar ise hem puan olarak bize yakın hemde zorlu deplasmanlar.

Vesselam Ufuk hocam elindeki kadroyu hem tasarruflu hem de zorlamayacak şekilde kullanmak zorunda.

Bu arada çok sık gördüğümüz sarı kartlar hakikaten şu maratonda çok canımızı yakacak ona göre biraz daha sabırlı oynamak zorundayız.

Bir de tribünlerde yapılan paylaşımlar için “Yarenlerin” ellerine yüreklerine sağlık diyorum.

İlimizde yaşadığımız elim kaza sonrası yangında kaybettiklerimize Allah’tan rahmet diliyor yakınlarına da baş sağlığı dilerim.

Bir daha ülkemde böyle bir acı yaşanmaz inşallah.

Boluspor sevdalıları kalın sağlıcakla..