Boluspor kulübü başkanı sayın Abdullah Abat!
Sizleri, daha evvelki başkanları tanıyan biri olarak yazacağım bunları. "Kulübün kapılarını açın herkese".
Kulübe, şahsım olarak geçmiş yıllarda her hafta uğrardım. Yanlış anlamayın. Ben gitmesem de ayaklarım beni zorla götürürdü. Orada bir çay içmek, benim olan, tüm kentin olan Boluspor Futbol kulübünün havasını içime çekmek haftalık ana-baba ziyareti gibi gelirdi.
Boluspor bir çınar.
Gölgesinde oturmak bile bir nimettir.
Taraftar için transfer, galibiyet geçici şeyler.
Bolu halkı, Boluspor'u ailesinden biri, kardeşi,çocuğu, sevgilisi olduğu için sahiplenir, peşinden gider. Öyle ya da böyle, bir kopukluk oldu şehir ile takım arasında.
Bunu yok saymadan kabullenelim. Bu noktadan sonra neler yapılabilir bu araştırılmalı. Boluspor kulübü, imkanları git gide azalan bir takım. Bu gerçeği herkesin idrak etmesini isterim.
Kabul etmek zor ama böyle.
Kulüp başkanlığı özel bir görev. Kolay değil. Herkes bağıracak, konuşacak, siz anlatacaksınız. Herkes tartışmaya gelecek, siz kucaklayıp sarılacaksınız .
Bu görev malesef bu. Kurum, kuruluşlar olmadan bu kulüp, ayakta kalabiliyor mu? Mesele budur.
Bolusporun marka değeri düşüştedir.
Asıl sorun burada işte. Bu değer, bir olursak, beraber ağlayıp beraber gülersek yükselir. Bize lazım olan Hırka- Lokma- Kulübe. Bunlar da var şükür. Peygamber Efendimiz demiş ! BİRLİKTE HAYIR VARDIR, AYRILIKDA AZAP...
Geç olmadan. Lütfen..... llllllllll