AKLIMA YİNE SEN GELDİN…

Ne güzel söylemiş ilim irfan sahibi Şems-i Tebrizi ‘Sabretmek, öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmaktır. Sabır nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir.’ diye.

Sabır en büyük meziyetlerden birisidir. İnsan sabrederse, bu sabrının sonunda mutlaka hedefine ulaşır. Fakat sabır gerçekte nedir? Sabır, sadece beklemek değildir. Beklemek yerine o süreç boyunca kendini gelecek konusunda motive etmek ve gelecek güzel günlerin veya şeylerin farkında olabilmektir. Ancak bu şekilde bir sabır ve motivasyonla, insan amacına ulaşabilir.

Artık durup beklemek değil, şimdi Şems’in dediği gibi ileri görüşle düşünerek Boluspor’un kasasına girecek maddi destek arayışlarına için neler yapabiliriz? konusunda beyin fırtınası yapıp, kulübü bir nebze olsun rahatlanması sağlanmalıdır. Atılacak bu adım takımımızın belirlenen hedefe istikrarlı bir şekilde gitmesine yön verecek olup beklenen başarıyı da sonuçta getirecektir.

Kendi yağıyla kavrulan, ayakları üzerinde durabilen ve maddi açıdan da kasasında parası olan bir Boluspor yaratmak için birlikte neler yapabiliriz.? Bu saatten sonra bunları konuşmak çözüm getirmek ve hayata geçirmek öncelikli görevimiz olmalıdır. Aklımıza Boluspor gelince bizim verdiğimiz maneviyatla olduğu kadar parasal konuda kuvvetli bir takım ligin seyrini de değiştirecek keyif veren sergilemiş olduğu oyunla da göz dolduracaktır. Eşya piyangoları düzenlenmeli, ayrıca İstanbul ve Ankara’da bulunan Bolu’luların organize edecekleri Boluspor gecesi adı altında buluşmaları kulübümüze maddi destek açısından son derece önemli bir girişim olacaktır.

‘Ayının kırk türküsü var, kırkıda armut üstüne’ demişler bizde kulübümüze nasıl maddi yönden destek olabiliriz, nasıl dahada güçlü olmasına katkıda bulunabiliriz açısından beklentilerimizi de katarak özlediğimiz yerlerden konuştuk. Tabii ki hepimizin kalbi Boluspor’la atıyor. Aklımıza ilk gelen armamız ve kırmızı-beyaz sevdamız oluveriyor. Başka Boluspor’un olmadığını o yüzden bu takıma her zamankinden daha fazla sahip çıkmamız gerektiğini iyi biliyoruz.
Fıkra bu ya turistin biri Temel’e İngilizce yol sormuş. Temel’de ses yok. Turist bu defa Almanca sormuş. Temel’de yine ses yok. Bu defa Fransızca konuşmuş. Temel’de yine ses yok. İspanyolca, yine ses yok. Turist kızmış bağırıp çağırdıktan sonra çekip gitmiş. Bunun üzerine Dursun Temel’e ‘ Bana bak, bizim bir lisan öğrenmemizin zamanı geldi galiba’ demiş. Temel’de Dursun’a dönerek’ Boş ver, adam yedi lisan biliyor da ne oluyor.? Bir derdini anlatabildi mi? sen ona bak.’ demiş.

Umarım kulübe maddi destek sağlayacak bazı ayrıntıları paylaşarak, parasal konuların has bel kader nasıl aşılabileceği hususunda yetkililere derdimizi anlatabilmiş, onlarda net anlamışlardır. Yeri gelmişken söylemek gerekirse, Başkanın çıkıp bir açıklama yapıp içimizdeki İrlandalıları ifşa etmesi, stadyum ve gelişen olaylarla ilgili bilgi vermesi Boluspor’un geleceği açısından şarttır…