Bolusporum kendi sahasında Ümraniyesporu yenerek seri üçüncü galibiyetini aldı.
Ritim yakalayan Bolusporum bir evvel ki İstanbulspor galibiyetini perçinledi.
Ümraniyespor ligimizin üst sıralarında yer alan takım olduğunu da unutmayalım.
Bizim maçtan evvel Ümraniyespor takımı ligin beşinci sırasındaki takım idi.
Şimdi bizde dördüncü sıraya çıktık ama oynanacak maçlar ile sıralama değişir.
Bolusporum iç saha da hakikaten baskı kurabilen bir takım hüviyeti kazanmaya başladı.
Bu karşılaşmada da belki ilk beş on dakika top yaparak baskı kuran Ümraniyespor olabilir ama sonra sazı eline alan Bolusporum resmen Ümraniyesporu sahadan sildi desek yeridir.
Maç sonunda da bu durum istatistiklere şöyle yansıdı.
Doksan dakika da Bolusporumun kaleye çektiği şut sayısı yirmialtı adet iken rakip Ümraniyespor ise onbir adet çekmiş.
Ayrıca bu kaleye çekilen şutlarda da isabet sayımız onbeş iken rakip sadece ama sadece “bir” adet olmuş.
Vesselam Bolusporum hem takım olarak hem de oyun olarak lige ağırlığını koymaya başladı.
Bir aile havası da yakalayan Bolusporum futbolcuların ve teknik heyetin gol sonrası sevinç yumağı oluşturmaları bunun göstergesidir.
İlk yarıda ve ikinci yarıda baskılı oyunu bana kalırsa skora yansımadı.
Her futbolsever maçı izlediğinde “beşlik” maçtı yorumu yaptılar.
Hakikaten de çok pozisyon üretiyoruz çok kaleyi zorluyoruz ama skor değiştirecek golü bulmamız biraz sıkıntılı oluyor.
Makauri hem sprinter hemde çok pozisyon yakalıyor ama final pasları çok zayıf.
Forvet oyuncumuz Hüsamettin ileride top rakipte iken yaptığı baskı ile pozisyon yakalamaya çalışıyor.
Berk her zaman saha da her şeyini vererek caba gösteriyor.
Ve bu üç futbolcuyu besleyen oyunu her iki kanata yayan ve sahanın bana kalırsa beyini olan Avramovski.
Jefferson rakibi karşılayan ve topu ileri aktaran futbolcumuz hakikaten kalitesi her geçen hafta bir kat daha artıyor.
Oğuz Kaan bana göre sahanın atom karıncası konumunda sahada basmadık yer bırakmıyor.
Oulare ise hala sağ beke alışamadı bana kalırsa hemen stoper mevkiine gömülüyor.
Onur zaten dörtlü defansın değişmezi olduğunu kanıtlamış bir futbolcumuz.
Fethi ise bana göre süper lig de oynaması gerekli bir futbolcu.
Enes ise maç maç oyuna ısınan birisi ama özgüveni de olan bir futbolcumuz pozisyon bulduğunda kaleyi zorlayan birisi.
Kalecimiz kaptanımız Çağlar gene yüzde yüzlük kurtarışları ile resmen saha da takımını diri tutan ve coşturan bir futbolcumuz.
Velhasıl onbirimiz olsun yedeklerimiz olsun. Saha da çok iyi idiler.
Bir tek Babacar yakışmayan bir futbol sergiliyor. Penaltı atışı o kadar laubali idi ki gol olmayacağı belli idi.
Sonra pozisyon olmayan durumda golü bulanda kendisi oldu.
Şimdi gene üst sıralarda yer alan Bandırmaspor deplasmanına gideceğiz.
Güzel bir maç bizi bekliyor diyebilirim.
Boluspor sevdalıları kalın sağlıcakla..