Yirmi altı yıllık yanıp tutuştuğumuz özlem, bir sabun köpüğü gibi elimizden kaydı gitti. Oysa bu sezon oldukça umutlu ve kararlıydık Yöneticisinden futbolcusuna, taraftarından basınına kadar tek yumruk olup, alt sıralardan zirveyi zorlayan bir takım olma başarısını birlik ve beraberliğimizle cümle âleme göstermiştik.
Süper lige yükselmede İlk iki şansını kaçırıp işi Play-off’lara bırakmamız bizim için umut oldu. Ligi üçüncü bitirmiş, takımımızda yükselen form grafiğiyle son yedi haftadır mağlup olmamış, aldığı seri galibiyetler sonrasında da iki aşamalı karşılaşmanın rövanşında ve final müsabakasında spor kamuoyunda ‘Süper Ligin’ favorisi olarak gösterilmişti.
Necip başkan verdiği demeçlerde hedefimiz süper lig diyordu. Oda biliyordu Süper lige çıkınca on milyon lira peşin kalanını iki taksitte toplam otuz milyon liranın Boluspor’un kasasına gireceğini. Her galibiyet başına iki milyon iki yüz bin lira alacağını ayrıca da iddia, naklen yayın gelirleri ve ulusal reklam gelirlerinin ekstra olduğunu. Bu şartlar altında hangi kulüp başkanı buraya kadar getirip de bu olanakları elinin tersiyle itebilir.
Bence bu sezon istekli bir başkan aynı şekilde bir yönetim portresi çizdiler. Hata ise kısa ve öz olarak tamamen yanlış oyun kurgusu ve sahaya sürdüğü on birle dikkat çeken Sait hoca ve ekibinin ayrıca bu maçta oynamış olduğu rezil futbolla taraftarlarını sükuti hayale uğratan futbolcularındır.
Boluspor taraftarlarına gelince Keşke oynadığımız diğer karşılaşmalarda da, tribünleri bu şekilde doldura bilseydik. Onların görsel şovlarını izlemek ve takımlarına doksan dakika sahip çıkararak tam bir final havasında desteklemeleri tek kelimeyle muhteşemdi. Ah! Keşke o bazı tatsızlıklar yaşanmasa daha iyi olacaktı. Sonuçta ‘PFDK’ tarafından gelecek sezon için seyircisiz oynama veya saha kapatma ve para cezası üzülerek söylemek gerekirse gündeme gelebilir. Bu tür olaylarda rakibin kışkırtmalarına uymamak veya hakemlere yönelik sözlü ve şiddet içeren eylemlerden kaçınmak TFF’nin Boluspor’a karşı bakış açısını da değiştirecektir.