Şanlıurfaspor ile oynadığımız müsabakada saha şartları da hava şartları da olumsuzdu.
Futbolcu ne yaparsa yapsın, top anlamıyordu. Veya top anlıyordu da bu defa da futbolcu anlamıyordu.
Çünkü
Futbolcu topu sağa atıyor top sola gidiyordu. Sola atıyordu sağa…
Ayak içi vurayım, topu arkadaşıma aktarayım.
Aaa!
Ayak dışı.
Aaaa!
Tamam, ayak üstü vurayım.
Aaaa! Nafile…
Top diyordu ki, ‘Böyle sahalarda Allah ne verdi ise gobiğime vuracaksın gobiğime’
***
Maç öncesi rakip takım analizleri yapılır, zaafları filan araştırılıp, buna göre de defansif veya ofansif taktikler uygulanır ya…
Bu maçta hepsi de hava idi hava.
Bu maçta,‘ ÖTE VUR, PEŞİNDEN KOŞ’ veya ‘KALEYİ GÖRDÜN MÜ ALLAH NE VERDİ İSE ABAN’ ofansif taktik idi.
Topu takibine kaptırdığın an arkana bakmadan kendi sahana doğru koş; çoğal ise ‘BERİ GEL’ taktiği…
Yani defansif taktik.
***
Şanlıurfaspor maçı normal şartlarda oynanan bir maç değildi.
Dolayısı ile de ne Ufuk ne de Sait Hoca maç öncesi taktiklerini sahada uygulatamadılar. İster istemez onlar da hava ve saha şartlarına teslim oldular.
Bir sloganı, futbolcular için;
‘Futbolu gücü ile oynayana TOPÇU,
Gücünü yetenekleri ile birleştirene FUTBOLCU,
Yeteneklerinin üzerine aklını da katarak oynayana YILDIZ FUTBOLCU’ denir diyerek uyarlamıştım.
Bu maç ise yeteneklerin değil TOPÇULUK anlayışının ön plana çıktığı bir maçtı.
***
Rahmetlik Kayahan’ın ‘KARLAR DÜŞER’ şarkısında geçen,’… Gel de gör bak şimdi beni / Bulamazsın eski halimi…’ dediği mısralar, bu maçta her iki takımın futbolcular için geçerliydi.
Çünkü
Futbolcuların yeteneklerinin saha da kaybolduğu bir maçtı.
Çünkü
Yine aynı şarkının içinde geçen,’…Karlar düşer / Düşer düşer ağlarım’ çaresizliğini yaşıyorlardı.
***
‘Hoca futbolcular hiç mi akıllarını kullanmadılar?’ Sorusu akıllara gelebilir. Tabi ki kullandıkları zamanlar oldu.
Maçın 40. Dakikasında kalemizde yaşamış olduğumuz tehlikenin hemen ardından gelişen ani hücumda, Berk’in ceza sahası dışından topu bekletmeden yaptığı gol vuruşu akıl doluydu.
Bu maçı kazandık, kaybedebilirdik de…
Ama
Kazandık!
Ne diyordu Müslüm Baba, ‘Tanrı istemezse yaprak düşmezmiş’