BOLUSPOR’UN ANAYASA’SI

Boluspor Başkanı Savaş Abak "inşallah plânı, ilkesi, stratejisi ve anayasası olan bi Boluspor olarak yolumuza devam ederiz" dediği kongrenin üzerinden günler geçti

Bu iddialı cümlenin; içi nasıl dolacak, doldurulacak merak ediyordum.

Kongrede çokça milyon TL’ler, milyon Euro’lardan bahsedilmiş, ardından kongreden şirketleşmeye özel izin çıkmıştı.

Kulüp Başkanı yeni bir plan, ilke, strateji ve anayasa ile yola devam edeceklerini söylemiş olsa bile…

Milyon rakamlar ve şirketleşme heyecanı; bahsedilen ilke, plan ve strateji ve tam açıklanmayan Boluspor anayasanın uygulanabilirliğine ne kadar izin verecek onu çok merak ediyorum.

SÜRPRİZ OLMADI

Kongre’de dikkatimi çeken ve şaşırtan en mühim nokta Savaş Abak’ın özgüveni, kongre delegelerinin oy birliği tutumu, Soner Çavuşoğlu’nun başkan adayı olma cesareti ve şirketleşmeye karşı olmasına rağmen mevzuyu kabulü.

Kongre tarihinde il dışındaydım.

Kongreyi internet üzerinden izleme fırsatım oldu.  

Başkan Abak’ın şirketleşme şartı ve son tahlilde tekrar aday olması sürpriz olmadı.

Nitekim; bu kısa arada…

Koşukavak, bi koşu gitti, başka takımla anlaşmayı başardı.

ABBAS YOLCU

Meseleye sonuna kadar profesyonel bakanlara mesafeliyim.

Bu konuda biraz muhafazakâr ve daha hassas bi noktadayım.

Savaş Abak, hoca hazır demişti ama demek ki hazır değilmiş.

Ya da Başkan Abak, Yalçın Hoca ile çalışmama kararını almış da olabilir.

Bir başka varsayımım da, her ikisi de bu sonucun yaşanacağını biliyordu.

Koşukavak’ın “ben bu şehrin evladı değilim, profesyonelim” dediği gün abbas yolcu bağlasan durmaz demiştim.

Ben demedim mi! deyiminden haz etmem.

O diil de!!!

Durmadı işte…

Sonra verilen fotoğraflar, yapılan açıklamalar hepsi bi algının peşi sıra geldi.

Bi profesyonel neye bakar; alacağı paraya ve kariyerine…

Hatır için geldi, kendi algısı, geleceği ve planları gereği gitti.

Ben gitmesinden memnun kaldım.

Kendi algısına, geleceğine odaklı bi teknik adam asla bir şehir ve bir kişi için risk almaz.

ARMA ARMA SÖYLE BANA

Şunu merak ediyor, aklımdan silemiyorum.

Takıntı diyebilir, yine mi diye iç geçirebilirsiniz.

Umurumda değil.

Boluspor Teknik Direktörü, antrenmanlarda, maçlarda, basın toplantılarında Boluspor armasını formasında taşır maddesi Boluspor Anayasasının ilk 4 maddesi içinde yer alacak mı?

José Mourinho nasıl Fenerbahçe forması ve armasını taşımaya gocunmuyorsa;

Boluspor Teknik Direktörü de bu kurumsal ciddiyete eşlik etmelidir.

Artık hiç kimse bana profesyonel algısı ve yutturmacası ile karşıma çıkmasın.

Sadece taraftardan şehirden beklemek olmuyor, ben de başta yönetimin, teknik kadronun aidiyet duygusuna ithafen forma ve armaya olan saygısını görmek istiyorum.

Çiçeği burnunda Yeni Teknik Direktörümüz Serhat Gülpınar’ın ilk antrenman fotoğraflarını gördüm.

Umarım göz yanılması değildir.

Başkan Savaş Abak, inşallah bu başlangıç seviyesini takiple kurumsal hafıza ve Boluspor anayasa kurallarını(kongredeki ifadesi) ciddiyetle takip eder, ettirir.

ŞEHİR

Yeni yönetime, yeni teknik direktöre, futbolcularımıza başarılar diliyorum.

Taraftara diyecek bi sözüm yok…

Boluspor ile Bolu şehri arasında sadece tribünler üzerinden baktığımızda bile bir mesafenin olduğunu görebiliyorsunuz.

Yazarlar yazmamayı, taraftar maçlara gelmemeyi tercih ettiğini kendimden ve gözlemlerimden biliyorum.

Bu mesafeyi açmak, aralamak için kimlerin ateşe odun attığını bilen biliyor, ben bilmiyorum.

Şirketleşme bu işi çözer mi? üzerine mi koyar hep birlikte göreceğiz.

Şirketleşmenin maddi çözümsüzlüğe katkısı olacağını tahmin edebiliyorum.

Ve Fakat..

İşin o tarafına aklım ermez haddim de değil; o işler yorucu işler..

Ama yazarım ve yazılarımı, fikirlerimi milyon eura’lara değişmem..

Emekli öğretmenim ve üç ayda bir aldığım asgari ücrete yakın maaşımdan daha fazla bir meblağı sayma fırsatım olmadı.

Maneviyatımı, inancımı, spor felsefemi şu üç kuruşluk dünyaya asla değişmem.

Tarihi sadece güzel sözlerle, törenlerle anmak yetmez, o tarihi simgeyi taşımakla, taşıtmakla olur.

Boluspor’un armasına o yüzden kıymet biçiyorum.

Ama kimse anlamıyor o da ayrı bi garabet tabii..

Sevgili Kamuran Avcı’nın da yeni yönetimde yer almasına sevindim.

En azından sözünde duracak önünde uzun bir zamanı olacak…