İki denk kuvvetin bu maça kadar yaptığı müsabakalara bakıldığında, rakibimiz ile bizim aramızda bir galibiyet üstünlüğü, artı iki gol averajı kalemizde görülen gol ise eksi üç olarak göze çarpıyordu.
Ayrıca her iki takımda ligde yenilgi yüzü görmemiş namaglûp olarak mücadelelerini sürdüren takımlardı. Rakip Gençlerbirliği zorlu Boluspor engelini kayıpsız kapatıp liderliğini perçinlemek, takımımız ise ev sahibi olmanın avantajını iyi kullanıp kazanarak liderlik koltuğunu oturmak düşünceleri içersindeydi.
Evet olmadı…
Doğrusu maça çıkarken Boluspor’un hesabında puan kaybı hiç yoktu. Ama bir gariplik vardı ki takımımız ligde en fazla galibiyeti dış sahalardan toplamış, kendi evinde ise kazanmada biraz cimriydi…
Ligin iddialı ekiplerinden rakibimiz Gençlerbirliği takımımızı ligdeki konumu itibarı ile iyi tahlil etmiş olacak ki düşündüğümün aksine savaşan sahayı enine ve boyuna iyi kullanan, orta saha anlayışı diri, üç pasla ceza alanına kadar gelebilen, adam markajını iyi yapıp savunmasını birinci planda tutan bir takım görüntüsü içersinde oldu.
Kalemizde çoğu kez de tehlikeli yarattılar. Bunlardan birinde de kendilerine üç puan getiren golü hatamızı iyi kullanarak bulmuş oldular.
Takımımıza gelince geçen sezon play-off müsabakasını oynadığımız karşılaşma kadar kalabalık bir taraftar kitlesi önünde oynanan ve doksan dakika verilen destek Boluspor’u ateşlemeye yetmedi.
Takımımız rakibine oranla oyunu geniş alanlarda kabul edip baskıyı da de ön plana çıkaran bir taktik uyguladı.
Özellikle Melih ve Guıdo ile başlayan ataklar üçüncü bölgede tehlike yarattı. Fakat bu fırsatları ileri uç elamanları yararlanamadı Kaleci Hakan’nın ise kalesinde devleşmesi buna etken olurken takımlarına da güven gelmiş oldu.
Karşılaşmanın sonlarına doğru oyun anlayışını rakip yarı alan içersine yıkan takımımız sağlı sollu ataklarla tehlike yarattı ama son vuruşlarımızda kaleci ve savunmaları buna izin vermedi.
Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim,
Futbol bir temaşa sanatıdır yani görsel zevk alınması gereken üç ihtimalli bir oyundur. Renklerine gönül veren toplumu peşinden sürükler.
Ama özellikle (rakip) takım galip olunca sahada sakatlanma bahanesiyle kendini yere atıp takımına zaman kazandırmak ve kalecilerin topu oyuna geç sokmalarına hakemlerin seyirci kalması ve futbolcuların fair play çerçevesi dışarısına çıkması tabiri caizse emek hırsızlığıdır bu karşılaşmada bu olay fazlasıyla yaşanmış olup takımız bir noktada sabote edilmiştir.